Hayat, gözlerini bağlayıp seni bir yere götürüyor.
Gözlerini açmadan önce, seni kendi etrafında bir güzel döndürüp kıvama sokuyor:)
Sonra da taaa!
Beklenmedik yerde buluyorsun kendini. Hep düşündüğünden başkası.
Hiçbir şeyden emin olamıyorsun, tahmin edemiyorsun.
Bunu anlağımda bıraktım tedbirleri.
Oysa benim sloganım;
Yüzde yüz emin olmak istiyorum “istiyordum”
değiştim şimdi.
Büyümek denen şey bu herhalde. Büyüyünce böyle kendinle ilgili
bir rahatlıklar falanlar filanlar.
Gelecekle ilgili biraz ferahlıyorsun. Kaygılarından uzaklaşıyorsun.
Kendin de hayat da, artık o kadar bilinmeyenlerle dolu gelmiyor sana.
Ben hepinizden çok emin olmacıydım, garantilemeciydim.
Yakınlarıma beni tarif etmelerini istediğim de ;
“mükemmelliyetci” derler ve bunun beni mutsuz ettiğini esasında Tanrı’nın bana bazı konular da çok cömert davrandığını bilmeme rağmen garantici, emin ve
mükemmeliyetçi
3 sevimsiz özelliğimden dolayı kendimi hırpaladığım söylenir.
Anladım ki;
Hayatsa böylelerini pek sevmiyor.Çünkü oyun oynanmıyor onlarla.
Oysa hayat oyun sahnesi değil mi
Güveneceksin hayata başka yolu yok. Onun çılgın sürprızlerine, beklenmedik sonlarına,
ansızın başlangıçlarına, hızlı dönemeçlerine.
“emin değilim…” Artık bu cümleyi daha fazla kullanmaya başladım.
Herkese hiçbir şeyden emin olmadığımı söylüyorum.
Sadece bazı duygularımdan ve sevdiklerimi sevdiğimden eminim o kadar.
Diğer her şeyi, olunca göreceğim. 🙂
Fatma ÖNDER /2016