Hindistan-Varanasi Mart 20, 2015 yazar Fatma Önder HİNDISTAN – VARANASİÖnce VARANASİ ile ilgili kişisel görüşümü paylaşmak isterim ki bu destinasyonu bıldıgımız tarzda anlatmayı dusunmuyorum.VARANASİ, 15 dk yaya yolunu rikşalar ile 45 dk gıttığımız dar,karanlık,pis sokaklarda ilerlerken insanların ölüme yattığını görmek, fakırlık,sefalet..Tek bır dusuncelerı var ÖLMEK.gezi bitip otele döndüğüm de, çığlık atmak,”imdat” diye bağırmak istedim.mantığım kabul etmedi, karman-çorman oldum.tüm gece baş ağrısı,çan sesleri,kalabalık,gürültü,ürkütücü,..vb.kanım dondu.DİN ile nasıl uyutulmuşlar binlerce soru kafamda cevap bekliyor fakat yanıt yok.Hiç bir şeyi değiştirmek istemıyorlar.Herşeyden vazgeçmiş .gözlerine baktığınızda sanki ölmüşler de toprağı örtülmemiş çok ürküücü geldi.VARANASİ, Ölümü sevenlerin toplandığı garip,etkileyici bir kent.Aynı zamanda korkutucu,karanlık,ürkütücü.Pis ve dar sokaklarında ilerlerkenölüme yatan insanları görüyorsunuz evsiz,barksız,sakat,cüzzamlı, yolları yatak yapmışlar.Burada yaşayan insanların tek bir düşüncesi var ÖLMEK!!Ganj nehrinin kıyısına yerleşmiş, Hindistan’ın en kutsal yerlerinden biri olan “Şiva’nın şehri” Varanasi. Hindu hacıları buraya günahlarından arınmak için geliyormuş. Ayrıca bir Hindu için Varanasi’de ölmek, ruhun tekrar tekrar dünyaya gelmesinden kurtulmasını sağlayan moksha’ya ulaşmasını sağlar. Hindistan’da hep karşılaşacağınızı söylediğimiz büyük insan kalabalığı Varanasi’de doruk noktasında.Bu nedenle burada oto-rikşa ve bisiklet-rikşa en gözde ulaşım araçlarıdır.Adrenalin, otele dönerken yaşadığımız korku dolu dakikalardı.rehberimiz bizi uyarmıştı “hıc bır sekılde gözgöze gelmeyın”Nehir boyunca suya kat kat inen geniş basamaklar varr.Kıyıda bir çok kayık var bunlardan birine binip kutsal Ganj’da ilerliyoruz.Etrafta sonsuz bir sessızlık var,sadece küreklerin suda çıkardığı ses duyuluyor.Sonta, kutsal lotus çiçeğinin içinde yanan mumları diğer Hintlilerin yaptığı gıbı dilekler tutarak nehre bırakıyoruz.Bır sure sonra suyun ustunu alev alev yanan yüzlerce mum kaplıyor.Manzara şahane.Öte yanda kefene sarılmış ölü bedenler odunların üzerine yerleştiriliyor.Havada garıp bır koku var.Ölüm varanasıde keyıfle dolaşıyor..Insanlar ölümü yaşamak ıcın bu kente geliyor.Ganj nehrı kıyısında yakılmak ve kullerın bu nehre atılması buyuk bır odul.Çocuklar ve hamıle kadınlar yakılmıyor.Uzun bır nehır gezısınden ve olu yakımını ızledıkten sonra kayıklara bındıgımız yere gerı dönüyoruz. Burada buyuk semsıyelerın altında oturan bırcok rahıp var.Aarti Törenleri Ganj nehri kıyısında her akşam güneş batarken Tanrı Ganga’ya saygı içeren ve ona ibadet edilen Aarti veya tam adıyla Ganga – Aarti törenleri yapılır. Bu törenler, Ganga tapınağında çalınmaya başlanan çanlar ve zillerle başlar. Tapınaktaki Ganga heykelinin önünde kısa bir Puja töreni yapılır. Ganj tapınağındaki Puja bittikten sonra küçük bir Hint müziği grubu ilahiler çalmaya başlar. Toplanmış olan halk da hep bir ağızdan ilahilere eşlik eder. Aarti töreninin sonunda meşaleler halkın arasında dolaştırılır, herkes bu meşalenin kutsal ateşine dokunup yüzüne sürmek için yarış eder. Ganj nehrine törenle bir miktar süt dökülür ve böylece Aarti bitmiş olur. 365 gün, her akşam, değişmez bir şekilde yapılan Aarti törenleri Varanasi’de yaşanan ruhsallığa büyük katkı yapmakta ve büyük ilgi görmektedir.Ertesı sabah 5 de kalkıyoruz ve gunes doğmadan GANJ de olmalıyız. Varanasi de de butun sokaklar GANJe çıkıyorSabahın erken saatınde ılerken ölüme yatan insanları göruyoruz yolları yatak yapmış.Kimi hala uykuda kımı coktan Gnajın yolunu tutmus bıle.Güneşin doğmasıyle bırlıkte durgunluk,yerini hareketlılıge,sessızlık ıse GANJ ı yeryuzune ındıren tanrılara soylenen ılahılere bırakıyor.Yarı bellerıne kadar suya gıren ınsanlar hepsı yuzlerını gunese donmus ana tanrıçaya “senden aldığımı sana verıyorum” dıye ıbadet ederken kendılerınden gecıyorlar.Sabunlarla nehırde banyo yapıyorlar,dişlerini fırçalıyorlar,çamaşırı bu nehırde yıkıyorlar,cocuklar ve hayvanlar bu nehırde yıkıyorlar hatta evlerıne cay ve yemek ıcın suyu bıle bu nehırden temın edıyorlar.Yakılan ölü külleri bu nehire atılıyor..Brahma Vişnu ya sorar “ölümün sırrı nedır?” diyeVişnu cevap verır “ınsanların ölüm dediği şey sadece bedene gelir..ruh hıcbır zaman yok olmaz.bozulmaz.ölümden kurtulusun tek çaresi,ruhun başka bır bedene gecmesını sağlamakır”.ve o günden beri butun hindular ruhlarının baska bır bedende yenıden doğması ıcın sureklı ıabdet halındeler..bu ıbadetın en onemlısı de GANJ de yıkanmak.FATMA ÖNDER- Mart2015