ESKİDEN ÇOK ESKİDEN,,

çocukluğum da,tek kanallı tv vardı Çok çoookk eskiden herkesin evinde  TV yoktu, film izlemeye komşuya gidilirdi.  hafta da bir gün türk sineması olurdu tüm aile heyecanla beklerdi. Pazar sineması olurdu merakla beklediğimiz.  kara şimşek küçük ev daktari yalan rüzgarı flamıngo yolu kuruntu ailesi dallas taş devri heıdı / şeker kız candy uzay yolu altın kızlar cosby ailesi adile teyze falan filan aklıma gelenler bunlar :) akşamları taş devri çizgifilmini bütün aile izlerdik sabahları kanal açılmadan önce renkli yuvarlak bişey olurdu ekranda ve tiz bir biiiiippp sesi ,, sonra kanal istiklal marşıyla açılırdı ve İstikla marşı ile kapanırdı. Haber radyodan dinlenirdi. Her akşam radyoda heyecanla arkası yarın beklenırdı. Hayat arkası yarın gibiydi, kesintisiz.Her gün yaşanacak bir şey vardı, Herkes kendi düşünü kurar, Kendi hayatını yaşardı. bizim dünyamız çok büyüktü  ,,hayallerimiz saf ve masum.  Leblebi tozu yediğim günleri özledim ben. bizim zamanımızda mahalle bakkalında ,tipitip,bayram, mintiminti sakızlar vardı. Eskiden tost makınası yoktu ekmeği sobada kızartıp üzerine yağ sürerdik, şeker dökerdik.  Biz çocukken ağaçlara tırmanılır,çember çevrilir,misket ,beş taş, sek sek, yedi taş,  çelik çomak  oynanır,topaç döndürülürdü. dişarı çıkıp yakan top oynamak,ip atlamak ,,   bide büyümeyi isterdik, nedense,,,  büyüdükte ne oldu sanki?  Sokakta oynamayı,   ağaçtan dut toplamayı, sokakta özgürce oynadığım oyunları özledm.  Anne "bir türlü sokaktan eve gelmek bilmeyen çocuğa seslenir; ''ezan okundu,hadi artık eve gel''  ezan okunduktan sonra neden sokakta kalmamızı istemediğni bile sorgulamazdık. Çizgi romanlar okunur, Defterlere kenar süsü yapılırdı rengârenk ,, ANI defterlerimiz vardı, "bu sayfa kadar veya kalbın  kadar temız bır sayfa ayırdığın için cok tşk ederim" diye başlayan ve  sonu "sepet sepet yumurta sakın beni unutma" diye biten. Özenle yazılır mektuplar, içine  kalple  beraber, kurutulmuş gül yaprakları konurdu mis gibi koksun diye. Defterımızın arasında mutlaka kurutulmuş çiçekler vardı hepimizin farklı farklı kolesiyonları..:))  annemin bir yere giderken bizi  komşuya bırakmasını,bayram alışverişlerini , komşulukları,misafirlikleri     özledim. komşuya giderdik onlarda oralet olurdu, o zamanın içeceği heralde. koşa koşa giderdik bilmem kaç sokak ötedeki komşuya  "bi manınız yoksa akşam size oturmaya gelicez" der cevabı alır koşa koşa eve dönerdik ,üşenmezdik ,off lamazdık....  Şimdiki çocuklar mutfaktan su almaya üşeniyor hatta bazıları yemek yemeğe üşeniyor.     Belki yokluk,kıtlık vardı ama huzur vardı . Komşuda pişen bizde de pişer, bizde pişen komşuya düşerdi. Yemeğe besmeleyle başlanır, soğan ekmek te olsa sonunda" Elhamdülillah" denirdi.  Eskiden kapılar açıktıi,yada anahtarları üstünde bırakırdık .   Bayramlarda bize alınan  ayakkabıyı ,kıyafetlerımızı   yastığımızın kenarına koyarak , sevinçle uyur, çok güzel rüyalar görürdük. Çünkü sadece bayramlar da kıyafet alınırdı.  NE ARA BU KADAR KİRLETTİK DÜNYAYI.KUŞLAR DAHA MI GÜZEL ÖTERDİ CIVIL CIVIL? DOĞADA Kİ RENKLER DAHA MI GÜZEL Dİ?iNSANLAR DAHA MI GÜZEL GÜLER Dİ? Bana dokunmayan yılan bin yaşasın diyerek fakiri görmezden geldik Şimdi Herkes Yoğun, Herkes Yorgun ve  Bencil.  İnsanların birbirlerine duydukları merhameti , sevgiyi , paylaşmayı ,insanlığı özledim.     BİZ ÇOCUKKEN ÇOK MUTLUYDUK. Fatma ÖNDER/
çocukluğum da,tek kanallı tv vardı
Çok çoookk eskiden herkesin evinde TV yoktu, film izlemeye komşuya gidilirdi.
hafta da bir gün türk sineması olurdu tüm aile heyecanla beklerdi.
Pazar sineması olurdu merakla beklediğimiz.
kara şimşek
küçük ev
daktari
yalan rüzgarı
flamıngo yolu
kuruntu ailesi
dallas
taş devri
heıdı / şeker kız candy
uzay yolu
altın kızlar
cosby ailesi
adile teyze falan filan aklıma gelenler bunlar 🙂
akşamları taş devri çizgifilmini bütün aile izlerdik
sabahları kanal açılmadan önce renkli yuvarlak bişey olurdu ekranda
ve tiz bir biiiiippp sesi ,, sonra kanal istiklal marşıyla açılırdı ve İstikla marşı ile kapanırdı.
Haber radyodan dinlenirdi. Her akşam radyoda heyecanla arkası yarın beklenırdı.
Hayat arkası yarın gibiydi, kesintisiz.Her gün yaşanacak bir şey vardı, Herkes kendi düşünü kurar, Kendi hayatını yaşardı.
bizim dünyamız çok büyüktü ,,hayallerimiz saf ve masum.
Leblebi tozu yediğim günleri özledim ben.
bizim zamanımızda mahalle bakkalında ,tipitip,bayram, mintiminti sakızlar vardı.
Eskiden tost makınası yoktu ekmeği sobada kızartıp üzerine yağ sürerdik, şeker dökerdik.
Biz çocukken ağaçlara tırmanılır,çember çevrilir,misket ,beş taş, sek sek, yedi taş, çelik çomak oynanır,topaç döndürülürdü.
dişarı çıkıp yakan top oynamak,ip atlamak ,, bide büyümeyi isterdik, nedense,,, büyüdükte ne oldu sanki?
Sokakta oynamayı, ağaçtan dut toplamayı, sokakta özgürce oynadığım oyunları özledm.
Anne “bir türlü sokaktan eve gelmek bilmeyen çocuğa seslenir;
”ezan okundu,hadi artık eve gel” ezan okunduktan sonra neden sokakta kalmamızı istemediğni bile sorgulamazdık.
Çizgi romanlar okunur, Defterlere kenar süsü yapılırdı rengârenk ,, ANI defterlerimiz vardı, “bu sayfa kadar veya kalbın kadar temız bır sayfa ayırdığın için cok tşk ederim” diye başlayan ve sonu “sepet sepet yumurta sakın beni unutma” diye biten.
Özenle yazılır mektuplar, içine kalple beraber, kurutulmuş gül yaprakları konurdu mis gibi koksun diye. Defterımızın arasında mutlaka kurutulmuş çiçekler vardı hepimizin farklı farklı kolesiyonları..:))
annemin bir yere giderken bizi komşuya bırakmasını,bayram alışverişlerini , komşulukları,misafirlikleri
özledim. komşuya giderdik onlarda oralet olurdu, o zamanın içeceği heralde.
koşa koşa giderdik bilmem kaç sokak ötedeki komşuya
“bi manınız yoksa akşam size oturmaya gelicez” der
cevabı alır koşa koşa eve dönerdik ,üşenmezdik ,off lamazdık….
Şimdiki çocuklar mutfaktan su almaya üşeniyor hatta bazıları yemek yemeğe üşeniyor.
Belki yokluk,kıtlık vardı ama huzur vardı . Komşuda pişen bizde de pişer, bizde pişen komşuya düşerdi.
Yemeğe besmeleyle başlanır, soğan ekmek te olsa sonunda” Elhamdülillah” denirdi.
Eskiden kapılar açıktıi,yada anahtarları üstünde bırakırdık .
Bayramlarda bize alınan ayakkabıyı ,kıyafetlerımızı yastığımızın kenarına koyarak , sevinçle uyur, çok güzel rüyalar görürdük. Çünkü sadece bayramlar da kıyafet alınırdı.
NE ARA BU KADAR KİRLETTİK DÜNYAYI.KUŞLAR DAHA MI GÜZEL ÖTERDİ CIVIL CIVIL? DOĞADA Kİ RENKLER DAHA MI GÜZEL Dİ?iNSANLAR DAHA MI GÜZEL GÜLER Dİ?
Bana dokunmayan yılan bin yaşasın diyerek fakiri görmezden geldik
Şimdi Herkes Yoğun, Herkes Yorgun ve Bencil.
İnsanların birbirlerine duydukları merhameti , sevgiyi , paylaşmayı ,insanlığı özledim.
BİZ ÇOCUKKEN ÇOK MUTLUYDUK.
Fatma ÖNDER/

“ESKİDEN ÇOK ESKİDEN,,” üzerine bir yorum

  1. Aynı dönemde orda olduğumuzu zannediyorum. Ve size okadar içten katılıyorum ki. Ben sizin kadar güzel yazamam benim yazmak istediklerim bunlar. Elinize zihninizde sağlık olsun.

    Yanıtla

Yorum yapın


Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.