Bu kadar acıyla bu kadar kötüyle nasıl baş edeceğiz?
- “Anne bu türküyü dinledin mi?” “GÖNÜL YARASI”
- Evet, peki sen filmi izledin mi ?
- Evet anne.
“kürtçe biliyormusun?” diyor Şener Şen, “hayır” diyor Meltem Cumbul ve ekliyor; “bu türküye ağlamak için kürtçe bilmek mi gerekir.”
Ben araştırmadım ama “ GÖNÜL YARASI” bir Cizre türküsüymüş..Yüzlerce senaryo canlandı gözüm de..
Ben sizden de degilim, digerlerinden de; Ben ölüme dair yemin etmeyenlerden, tehdit savurmayanlardan, dinini ve ırkını aklinin yerine koymayanlardanim” diyor Marquez!
mümkün değil mi doğumla birlikte tamamen tesadüfen sahip olduğumuz milliyetlerden, etnik ve dini kökenlerimizden, dinlerden biraz uzaklaşıp salt “insan” olarak dokunabilmek acıya?
müzik evrenseldi değil mi? İnsanlık da, vicdan da öyle halbuki! “cocuklara sıkılan hangi kursun kahpe degildir” demis Nazim Hikmet.. meger vicdanlarinizin da dili, dini, ırkı varmis..!
illa da kürt mü olmak gerekir İzmir’de kürt olduğu için dükkanı yakılıp, ertesi gun oğlunu sehit veren babanın “kürd’üz ama hain değiliz” diyen sesinin boğazını düğümlemesi için? ya da ölen kız çocuğunun buzdolabında bekletilen cesedine üzülmek için kürt olmak mı gerekir? gözleri önünde annesi vurulan çocuklara üzülmek için gerekli mi kürt olmak? dövülüp, darp edilip türk bayrağına sarılan 11 yasındaki kürt çocuğunun gözündeki acıyı görmek ve buna öfkelenmek için illa da kürt mü olmalı yahu!? Töre cinayetleri adı altında öldürülen kadınlar,kız çocuklarına üzülmek için kürt olmak mı lazım?
Tüm bunlara üzülmek ve acısını yüreğinde duymak ve tüm bunlar yüreğini acıtıp genzini yakarken; şehit olan askerlere ve polislere de dağlanmaz mı aynı yürek, boğazın düğümlenmez mi?olamaz mı?mümkün değil mi sizin yazılı tarih ve medya işbirliği ve siyasiler ile yıllar boyu manipule edilmiş zihinleriniz için acıyı böylesi “insani” yaşamak? BİZ NE ZAMAN SİZ-BİZ OLDUK..KİM BİZİ ÖTEKİLEŞTİRDİ, KİM BİZİ BÖLDÜ-AYIRDI-LİME LİME ETTİ?NASIL OLDU, NE ARA OLDU TÜM BUNLAR. NASIL ACIYA DUYARSIZ OLDUK! NE ZAMAN GÖZLERİMİZ KÖR OLDU? BENİM GİBİ DÜŞÜNMEYEN ÖLSÜN MÜ!
Hep Çocuklar ölüyor,hep gençler ölüyor ve hep masum insanlar ölüyor..
Sahillerine ölü çocuklar vuruyor memleketin.. baska bir yanında, baska çocuklar ölüyor kurşunlanıp.. yine çocuklar ölüyor,gençler ölüyor.. egolar, hırslar tepişiyor üzerlerinde.. ve yine çocuklar ölüyor….. hep çocuklar ölüyor.. kalbim sıkışıyor o minik kalpler durdukça.. çoğlık çığlığa kalıyorum,dolu dolu küfürler.. günlük endişelerimden, telaşlarımdan, kendi hayatımdan, dahası yaşadığımdan utanıyorum ! bakamıyorum bile o masumminik bebelerin soğuk fotoğraflarına, gencecik çocukların fotolarına.. çaresiz hissediyorum ve elimden bişey gelmiyor,utanıyorum!
oysa ne çok isterdim, tek bir çocuğun acısının, gözyaşının, tüm ulusları yerle bir edebilmesini.. devletleri, orduları yakıp yıkıp geçebilmesini.. ve fakat elimizden bir şey gelmiyor değil mi..demiş birileri
utanarak,kahrolarak nefes alıyoruz.. kan kokuyor ciğerlerimize dolan nefes.. midem bulanıyor artık!
geriye kalan ise; en agirindan aci ve utanc.. simdi artik ne yana baksak ofke, aci ve utanc var.. ve en beterinden kalp agrisi..! çaresizlik!
Fatma ÖNDER/2015
Not: Levent Kırca’NIN arkasından yazılan,çizilenlerr.. bu kar mı İNSAN değilsiniz??