Peki erkek erkek gibi mi? – AYŞE ÖZYILMAZEL
.gradient { filter: none; }
//
Günümüz erkeklerinin çoğu erkeklikten öyle uzak ki.
Naz onlarda, dedikodu onlarda, korkaklık onlarda, kaypaklık onlarda, sağa sola kıvırmak onlarda.
Ne adam gibi konuşmayı becerebiliyorlar, ne sahip çıkmayı, ne yanındaki kadına saygıyı, ne kadınını el üstünde tutmayı.
En küçük zorlukta tüyüyor erkekler.
Hele güçlü ve çalışan bir kadınsa karşılarındaki, her şeyi kadından bekliyorlar.
Centilmenliğe ait ne varsa onların yakınına bile uğramıyor.
Cılızlar cılız. Acizler. Panikler. Ürkekler.
Ellerini hiçbir taşın altına sokmak istemiyorlar.
Üflesen bayılacaklar sanki. Car car car konuşuyorlar ama arkadan. Mertlik yerlerde.
Her yerleri ayrı oynuyor. Akılları sadece bir yerlerinde.
E böylece gözümüze erkek gibi görünmüyorlar.
Saygı uyandırmıyorlar.
Ha şimdi diyeceksiniz ki; “Kadın kadın gibi olursa, erkek de erkek gibi olur.”
O zaman ben de size derim ki; “Erkek erkek gibi olursa, kadın kadın gibi olur.” Böylece işin içinden çıkamaz, döner dururuz.
Kimse kimsenin karakterini, tavrını, özünü, aslını değiştiremeye bu kadar yetkin değil.
Maalesef asıl değişen zaman. Asıl değişen hayata bakış. İnsanların özleri, inanç sistemleri, değer yargıları, önem sıraları.
Tahammülsüzlük kol geziyor, duyguya, yatırım yapılması en önemli olan insana yatırım yapılmıyor, her şey anlık. Aşk bile bugün ona yarın başkasına. Aşkı geç, ya dostluklar? Bugün var yarın yok.
Dayanışma, sabır, emek… Şaka mısınız, kim uğraşacak? Asla yok!
Geçen gün bir arkadaşım şöyle dedi:
“Hayatta insandan büyük sermaye var mı daha neyi arıyorlar, neyi istiyorlar, neyin peşinden koşuyorlar anlamıyorum.”
Haklı. O da haklı. Kadın kadın gibi, erkek erkek gibi değil, doğru ama esas sorun insan insan gibi değil.
Zaten zurna da burada zırt diyor.